Craig Wrigth, Bitcoin’in mucidi Nakamoto olduğu iddiasını 2015’ten bu yana dile getiriyor. 52 yaşındaki bilgisayar bilimcisinin bu argümanı henüz kanıtlanmış değil. Ocak’ta Londra’da çıkacağı duruşma öncesinde ise Nakamoto olup olmadığı değil, başka bir soru akılları kurcalıyor: Craig Wrigth’ın onaylanmış ve bekleyen yaklaşık 4 bin patentini dünyanın dört bir yanındaki bilgisayar programcıları kullanmakta; Wright, programcıların bu patentleri şu an olduğu gibi açık kaynaklı kullanmasına izin mi verecek yoksa onları telif ödemeye mi zorlayacak?
Craig Steven Wright, 1970’te Avustralya’da, ilk bilgisayarların delgili kartlarına data giren bir annenin ve Vietnam gazisi bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Web sitesinde yer alan ve istatistik yüksek lisansı, adli psikoloji diploması, sanat sertifikası alanlara ait olan 20’den fazla sertifikaya bakıldığında bir bilge olarak bile kabul edilebilir.
Bitcoin’den önce Blacknet’i kurduğunu söylüyor
Wright, olaylarla dolu teknoloji kariyerine 1997’de Ozemail’de “bir grup mühendisi yönetmeye başlayarak” adım attı. Nisan 1997’de Avustralya Menkul Kıymetler Borsası’nda işe başladığını aktaran Wright, burada güvenlik duvarlarının işleyişinden sorumlu olduğunu belirtiyor. Aynı yılın Kasım ayında ise, “alternatif para birimine, gelecek nesil bankacılığa ve güvenliğe odaklanan, basit bir kullanıcı deneyimi oluşturmayı hedefleyen ve borsaya açılmayı düşünen bir Avustralya şirketi” olarak tanımladığı DeMorgan isimli şirketi kurdu.
Yine 1997’de Craig Wright R&D isimli bir tröst kurdu ve bu şirket de Wright’ın Bitcoin’in öncüsü olduğunu iddia ettiği Blacknet’in sahibi oldu.
Craig Wright’ın ismini 2012 sonbaharından çok az kişi biliyordu. Avustralyalı bilgisayar bilimci o dönem, kısa bir süre önce icat edilen Bitcoin’le ilgili ilk patent başvurusunu sessiz bir şekilde yaptı. Bitcoin’in o zamanki değeri 10 dolardı. Sonraki sene ise, yine çok az kişinin bildiği Coinbr isimli bir borsa “Bitcoin’in sıradan tüketicinin kolayca kullanabilmesini mümkün kılmak için” 5 milyon dolar topladı.
Yeni gelişmeye başlayan kripto endüstrisi, Bitcoin’in bilgisayar kodlarına eklenmesine ilişkin serbest lisans anlaşıyla ilerlemekteydi, çünkü serbest lisans anlayışı yazılımı herkesin kullanmasına izin veriyordu. Wrigth ise teknolojiyi kullanmanın yeni yolları hakkında patent korumaları almak için çabalıyordu.

Aralık 2015’te iki basın kuruluşu tarafından Satoshi Nakamoto olabilecek kişiler arasında gösterildiğinde, Wright kişisel olarak iki patent başvurusu yapmıştı ve üç patent için başvuruda bulunan İsviçre merkezli nChain adlı şirketin baş bilim insanıydı. 2015’te yaklaşık 15 şirketin CEO’luğunu yapan Wright’ın hayatı filmlere dahi konu oldu. CV’sinde yazanların çeliştiğini düşünenler de, “ananomliğin bir bela olduğuna dair” düşüncelerinin Bitcoin ideolojisiyle zıt olduğunu ileri sürenler de mevcut.
Wright ‘algı yönetimi ajanlığı’ yapmış
2019’da Medium’da yayımladığı blog’larda, Venezuela ve Kolombiya’ya “algı yönetimi ajanı” olarak gittiğini, operasyon sırasında iki kere vurulduğunu yazmış, bir kere de rahiplik yaptığını dile getirmişti.
Bitcoin’in mucidi olduğuna dair ileri sürdüğü iddiaların da dayanaktan yoksun olduğunu dile getiren kripto meraklıları mevcut. Wright, gelecek yıl Ocak’ta Londra’da hakim karşısına çıkıp, Nakamoto olduğu yönündeki iddiasını tekrar kanıtlamaya çalışacak.
‘Bitcoin’i ben buldum’
Wright, Forbes’a Londra’daki ofisinden verdiği son röportajda “Bitcoin’i ben buldum” diyerek iddiasını yineliyor. Fakat bu tartışmanın odak noktası yakın bir zamanda değişebilir. Craig Wright’ın para birimini icat ettiğini kanıtlayıp kanıtlayamamasından bağımsız olarak, eğer 800 onaylanmış ve 3 bin bekleyen patent hazinesini yargıda istediği gibi kullanabilirse, yakında çeşitli blokzincir uygulamaları oluşturma hakkını ücretlendirmeye başlayabilir. Bu da 1 trilyon dolarlık kripto para piyasasından en büyük şirketler tarafından oluşturulan kurumsal uygulamalara kadar her şeyi etkiler.
Craig Wright ayrıca, davada açık kaynak olarak bilinen serbest telif hakkı kuralları çerçevesinde yayımlanan yazılımlar için emsal karar oluşturabilecek hukuki taktikler kullanıyor. Bu yazılımlar arasında, Meta’nın yaygın olarak kullanılan açık kaynaklı JavaScript framework’ü React, Microsoft’un kod düzenleme uygulaması Visual Studio ve Linus Torvalds’ın internetin yüzde 40’ını güçlendirdiği düşünülen Linux işletim sistemi de yer alıyor. Wright, “Silikon Vadisi’ni sevmiyorum. Onlar bu dünyanın kanseri. İstedikleri her şeyi çalabileceklerini düşünen bir grup komünistten başka bir şey değiller” diyor.
Kaynaklar: Forbes, Cointelegraph