AFAD, Ege Denizi’nde saat 06.19’da 6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. Yerin 17,7 kilometre derinliğinde yaşanan depremin merkez üssü ise Datça’ya 166 kilometre mesafede bulunuyordu.
Sarsıntı kıyı illerde de hissedilirken, tatil sezonu öncesi endişeler iyice arttı. Deprem uzmanı Süleyman Pampal ise bölgede büyük çağlı bir deprem beklendiğini belirterek, hazırlık çağrısı yaptı.
Depremin merkez üssünün Girit’in kuzeyinde, yakın zamanda deprem fırtınaları ile sarsılan Santorini’nin yakınlarında olduğuna dikkat çeken Pampal, beölgede 1956’da 7,2’lik ve 7,7’lik depremler yaşandığını ve büyük fayların kırıldığını söyledi.
“8,5 büyüklüğünde depremlere yol açacağını değerlendiriyoruz”
Ancak bu büyüklükte depremler üretecek fayların halen var olduğunu belirten Pampal, “Asıl Girit-Rodos hattının güneyindeki dalma batma zonu dediğimiz, Helen ve Kıbrıs yayı, Pilini-Strabo transformaları üzerinde meydana gelebilecek depremlerin çok daha büyük olabileceğini, 8-8,5 büyüklüğünde depremlere yol açacağını değerlendiriyoruz” dedi.
Girit’in yakın güneyinde 1700–1800’lü yıllarda 8-8,5; 1222’de benzer şekilde 8 büyüklüğünde depremlerin yaşandığını belirten deprem uzmanı, 1222’deki depremin Kıbrıs’ı da etkilediğini söyledi.
“‘Depremler bize uzak korkacak bir şey yok’ demek doğru değil”
“Kısmen bize uzak olmakla beraber, 8 – 8,5’luk depremler sarsıntı olarak yıkıcı etki yapabilir” diyen Pampal, Türkiye kıyılarında, Yunanistan’da, adalarda, ikincil etki olarak tsunami ortaya çıktığını belirterek şöyle konuştu:
“Genelde Marmara için tsunamiden bahsediyoruz ama bu doğrultu atımlı faylar çok önemli tsunami etkisi yaratmaz. Halbuki bu levha sınırındaki depremler çok önemli tsunamilere neden olur. Zaten daha önce yaşanan tsunamiler Muğla, Antalya, İzmir kıyılarında büyük izler bırakmış. O bakımdan bu depremlerin bize uzak olmasından korkacak bir şey yok demek doğru değil.“
Büyük deprem kapıda!
Bölgedeki depremlerin haberci depremler olmadığını ancak bölgenin sismik olarak son derece harektli olduğunu hatırlatan Pampal, “Levhanın yavaş hareketi böyle 6’lık depremleri tetiklemez. Tetiklemekten söz etmek doğru değil. Ama o hareket büyük bir depreme yol açacak, sadece zamanını bilmiyoruz. Geçmişte 8-9 şiddetinde deprem ürettiğine göre, yine üretebilir “dedi.
“Yukarı doğru çıkıp beklerlerse kurtulma şansları var”
Bölgede büyük bir deprem olması durumunda Türkiye’nin birincil etkiden daha düşük, ikincil etkiden daha fazla zarar görebileceğini ifade eden deprem uzmanı, “Vatandaşlarımızın artık depremde ne yapacağını öğrendiğini söyleyebiliriz, ancak tsunami konusunda yeterli bilgi yok. Tsunami, deprem gibi birincil etki yapmıyor. Deprem olduktan sonra vatandaşlarımız uyarı beklemeden tsunaminin geleceğini anlayıp yüksek yerlere çıkmalı. Apartmanda bile yukarı doğru çıkıp en üst katta beklerlerse kurtulma şansları var” diye konuştu.
‘Bölgede daha büyük deprem olabilir, bekliyoruz’
Tsunami için Japonya’yı örnek veren Pampal, bilgilendirme ve tatbikatlarla olumsuzlukların en aza indirilebileceğine işaret etti.
“Bölgede daha büyük deprem olabilir. Tarihte de büyük depremler var, yine olabilir. Bekliyoruz” diyen Pampal, 7 ile 8 şidetindeki bir deprem arasında 33 kat fark olduğuna dikkat çekti.
Tek tehlike levha sınırındaki depremler değil
Pampal, Ege ve Akdeniz kıyıları için sadece levha sınırında beklenen depremlerin değil, Ege ve Batı Anadolu bölgesindeki aktif fayların da büyük tehlike yarattığına dikkat çekti. Gediz Grabeni’nin İzmir’in içinden, güneyde Büyük Menderes Grabeni’nin de Denizli’den yelpaze gibi batıya doğru uzandığına dikkat çeken Pampal, “Kıyılarımızda doğu-batı yönlü çok sayıda aktif fay var. Bunlar 7 civarında depremlere yol açıyorlar ve çok sık oluyorlar. Bölgenin, Batı Anadolu’nun kentlerini depremlere hazırlaması gerekiyor. Kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde bunu yapmak için ellerinde imkan var, sadece biraz hızlanılması gerekiyor. Tatil bölgelerinde de bu var. Tsunami etkisi buralarda çok yüksek olacaktır” ifadelerini kullandı.
Nasıl önlem alınmalı?
Kıyı bölgelerinde yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesinin ve vatandaşların uyarılmasının önemli olduğunu belirten Süleyman Pampal, güneyde olabilecek yıkıcı bir depremin 200-300 km’yi bulabileceğini, buradan yola çıkan tsunaminin kıyıya doğru en az 20 dakika içinde ulaşabileceğini belirterek, “Tsunaminin ne zaman geleceğini hemen kestirebiliriz, bölgeyi yükseğe doğru tahliye edebiliriz. Bakanlık, AFAD ve yerel yönetimler vatandaşlara bu konuda uyarı sistemleri kurarak ve tatbikatlarla bilgi verebilir” dedi.
“Tatikatlar ciddiye alınmıyor”
Tatbikat konusunun ciddiye alınmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Bilgiyi davranışa dönüştürmenin başka yolu yok. Sürekli tekrarlayıp içselleştireceğiz. Artık depremmiş, tsunamiymiş vatandaş bunu duyduğunda ne yapması gerektiğini bilip uygulamaya başlayacak” diyerek Japonya’yı örnek gösterdi.
“Japonya’da 8 büyüklüğünde bir depremde 20 bine yakın can kaybı oldu. Ama çok daha büyük bir kaybın olmamasını bilinç kurtardı. Biz de Japonya’dan daha az tehlikeli bir yerde değiliz” diyen Pampal, çok sayıda levha sınırı üzerinde yer alan Türkiye için vatandaşın mutlaka bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.