Bugün: Mayıs 22, 2025
Mayıs 22, 2025
7 dk. okuma

Mali disiplini bozmadan gerçek bölüm desteklenmeli

Recep ERÇİN

ABD Başkanı Donald Trump’ın bakanları ile yaptığı Körfez seyaha­ti nedeniyle, Türk heyetinin ABD’ye mayıs ayında gerçekleş­tirmeyi planladığı ziyaret erte­lendi.

Heyet ziyareti önümüzde­ki günlerde yeniden planlanacak. Türkiye bir yandan Birleşik Kral­lık ile STA’sını genişletme müza­kereleri yürütürken öte yandan Avrupa Birliği ile olan Gümrük Birliği Anlaşması’nın da güncel­lenmesi için diplomasi trafiğin­de. Trump döneminde artan be­lirsizlik ortamında ticaret ortak­ları ile ilişkilerini derinleştirme yoluna giden Türkiye’nin ticaret diplomasisi stratejisini ve önü­müzdeki döneme ilişkin beklen­tileri Dış Ekonomik İlişkiler Ku­rulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ile konuştuk.

“Çin’in boşluğunun ne kadarını biz doldurduk?”

Söze Trump ile başlayan Olpak, Trump’ın ilk döneminde Türki­ye ile ABD’nin dış ticaretinin 20 milyar dolarken o dönemki Ti­caret Bakanı’nı Türkiye’ye gön­dermesi sonrası geçen süreçte 40 milyar dolara giden bir dış ticaret hacmine erişildiğini söyledi.

Bu gelişmenin tesadüfi olmadığını kaydeden Olpak, Trump’ın ilk dö­neminde Cumhurbaşkanı Erdo­ğan ile belirledikleri 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefi kap­samında DEİK ve TAİK olarak Boston Consulting Group’a bir çalışma yaptırdıklarını bunu da Amerikalı muhataplara sun­duklarını, bundan sonra döne­min ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un Türkiye’ye 5 günlük bir ziyaret gerçekleştirdiğini anım­sattı.

O çerçeveden bakıldığında ABD’nin o dönem Çin’den yaptığı ithalatın 550-600 milyar dolar­lardan 300 milyar dolar seviyele­rine çektiğine işaret eden Olpak, “Şimdi bu fotoğrafı bir kere iyi görmemiz lazım. Orayı kim dol­durdu? Biz ne kadarını doldur­duk? Ben buradan ne kadar ders çıkarttım, nereye gelebildim?” diye sordu.

“Paradan para kazanacak insanlar değiliz”

Bütün bu belirsizlik içinde dünya ticaretinde bir ivme kay­bı yaşandığına dikkat çeken Na­il Olpak, sözlerini şöyle sürdür­dü: “Bu ivme kaybı yeni kararlarla birlikte nereye gidecek? Bir de bi­zim kendi içimizde çözmemiz ge­reken sorunlarımız var.

İşte kla­sik, ihracatçının söylediği parite, enflasyon makası, para politika­sı…Biz paradan para kazanacak insanlar değiliz. Yani ne anlam­da? Üretim sektörü, ticaret ya­panlar anlamında. Paradan para kazanan finans sektörü. Kötüle­mek için demiyorum. Bizim reel sektör diye ifade edilen işte sek­törün paradan para kazanmaktan vazgeçmesi lazım. İşte oradan reskont aldın, bilmem ne yaptın, onu faize yatırdın.

Zaten hem ah­laki anlamda da doğru değil, ya­pılmaması da gerekir. O zaman ihracatçının doğal hedge yönel­mesi lazım.” “Hedge yapılmadığı noktada parite, enflasyon vesai­reye takılı kalırız” diye konuşan Nail Olpak, “Bugün itibarıyla enf­lasyon ile parite arasındaki ma­kas açık ama o kadar açık olma­dığı zaman da biz döviz kurundan hep şikayet ettik.” mesajı verdi.

“Sıkıntılar var ama mali disiplini bozmayalım”

Uygulanmakta olan ekonomi programına ilişkin reel sektör­den gelen seslere ilişkin değer­lendirmeler yapan Nail Olpak, şunları dile getirdi: “Sıkıntıla­ra rağmen 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz.

Ken­dimizi küçümsemeyelim. İçeri­de sıkıntımız yok mu? Var tabii. Ama dışarıdan bakıldığında im­renilen bir tablonun da olduğunu görmek lazım… Beğenip beğen­memenin dışında ekonomi yöne­timinin önünde bir yol haritası var; ‘2026’nın sonuna kadar an­cak normalleşmenin olabileceği açıklandı. Bunu yaparken de te­mel enstrümanlardan birisi ola­rak enflasyonu indirebilmek için iç talebi ben baskılayacağım’ de­di.

Bu söylemlerin hiçbirinden memnun olmayabilirim. Ayrı bir konu. Ama program var. Progra­mı böyle yapacağım, dedi. Kredi büyümesini sınırlayacağım, di­ye söyledi. Burada yapılan eleş­tirilerden birisi hep şuydu; bu işin gerçekten bir dönüşümle, re­formla sağlanması lazım. Bir sü­reç devam ediyor. Bu süreçte za­ten herkes belirli bir sıkıntı ya­şıyor. Bu sıkıntıyı yaşamışken tabiri yerindeyse plağı başa koy­mayalım, en başa dönmeyelim. Yani mali disiplini bozmayalım.”

“İhracat büyük basamaklarla artmayacak”

“Bugüne kadar yapılan çalış­malara da sekte vurmayalım ama mali disiplini bozmadan da re­el sektörü ayakta tutabilecek bir takım şeyler yapılabilir” görüşü­nün geçerli olduğunu kaydeden DEİK Başkanı Olpak, “Yani açın kesenin ağzını, ne varsa dağıtın, denmiyor. Özel sektör böyle bir talebin içerisinde değil. Ama da­ha önceden atılabilecek bir takım adımlar vardı. KOBİ’ye verilecek destekle, büyüğe verilecek deste­ği aynı oranda görmemek lazım.

Büyüğün ayakta kalma süreciy­le ya da su altında nefesi tutma süresiyle ve KOBİ’nin nefes tut­ma süresi aynı şeyler değil” dedi. Olpak, bundan sonra kredi büyü­mesindeki sınırlamaların küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için farklılaştırılabileceğini, ih­racatçıya sağlanan döviz dönü­şüm desteğindeki artışın da daha önce yapılabileceğini vurguladı. “Homurdanmalar artıyor mu di­ye siz öyle sorduğunuz için öyle söylüyorum; artıyor” diyen Nail Olpak, “Yani bu farklı sektörler­de de maalesef artıyor. Bir gerçe­ğimiz daha var.

Yüksek enflasyon maalesef fiyat ahlakını da bozdu. Burada oturup bizim kendimizi de eleştirmemiz gerekiyor. Bu­gün itibarıyla bakıldığında evet sesler biraz daha fazla çünkü da­ha regüle sektörlerle (otomotiv) ilgili de sıkıntılar duymaya başla­dık. Bundan sonraki süreçte dün­yanın biraz önceki dengelerine bakıldığında ihracatımızın böyle çok büyük basamaklarla artma­yacağını kabul etmemiz lazım bi­zim” bilgilerini verdi.

“ABD’den dışlanan Çin, pazarlarımıza gelecek”

ABD tarifeleri konusunda Türkiye’de oluşan iyimserliğe temkinli yaklaşan DEİK Başkanı Olpak, şu değerlendirmeleri yaptı: “Amerika’ya giremeyen o ülkelerin malları nereye girecek? Türkiye’ye gelir demek de yanlış bakış açısı. Benim pazarım sınırlı. Asıl benim ürün sattığım pazara girecek; Avrupa Birliği, Ortadoğu.

Trump bunu gerçekten böyle uygulayacak mı? Pazarlık için mi yapıyor? Onların hiçbirini bilmiyoruz. Ama bir gerçek var; Amerika, Çin ile o olan ikili ticaretinde azaltmaya gitmiş. Bu 300 milyarı da biraz daha aşağıya indirecek. 200’e mi indirecek, 100’e mi indirecek, bir yere indirecek. Her indirdiği yer 100 ya da 200 milyar dolarlık kısım, gene benim ürün sattığım bir pazarlarda, benim önüme engel olarak çıkacak. Problemin büyük kısmı burada.”

“İngiltere’nin dünyayı okumasını, biz de iyi okumalıyız”

İngiltere ile yürütülen STA müzakerelerine dikkat çeken DEİK Başkanı Olpak, “İngiltere ticaret fazlası yer verdiğimiz ülkelerden biri. Beni çok ilgilendiren tarafı aksiyonu hızlı alan bir ülke oldu. Nasıl oldu? Brexit süreci ile birlikte hemen bizimle STA imzaladık. Şimdi STA’nın tekrar güncellenmesi gündemde. AB ile bir Gümrük Birliği imzaladık aradan 29 yıl geçmiş. Hâlâ Gümrük Birliği’nin güncellenmesini konuşuyoruz. İngiltere ile olan işbirliğini ben daha çok daha pozitif görüyorum. İngiltere’nin dünyayı okumasını, bizim de okumamız gerektiğini düşünüyorum. Yani İngilizler dünyanın her yerinde olup, kendilerini en az gösteren bir yapıya sahipler. Zannederim onlarla olan ilişkimiz de bu çerçevede daha pozitif devam edecek” diye konuştu.

“Suriye’ye gelirken herkes kendi hesabıyla birlikte gelir”

“Suriye’ye biraz zaman tanımamız gerektiğini unutmayalım” diyen DEİK Başkanı Olpak, şu yorumları yaptı: “Kötümserlik anlamında değil ama Suriye’de kimin ne hesabı var? Kim o hesabı nasıl görecek? Yani bir hiçbir şey olmasa bile kendi işlerini toparlamaları zaman alacak. Zor bir şey yıllarca bir iç savaş yaşamışsanız.. Kendi içinde toparlanması, o altyapının yapılması ile ilgili uluslararası finans bedava gelmez. Gelirken herkes kendi hesabıyla birlikte gelir. Bir İran var denklemin içinde. Yara almış bir Rusya var. İşte Amerika’sı, Fransa’sı… Bütün bir dengelerin içerisinde tabii ki en etkin ülkelerden birisi biziz. ”

“İnşallah sığınakları kullanma ihtiyacı olmaz”

Yeni dönemde ABD’nin gerçek tavrının ne olacağını sorgulayan DEİK Başkanı Olpak, “Şimdi halat çekme oynanıyor. Halat çekme nerede bitecek? Bir görelim. 90 gün sonra mı, 60 gün sonra mı, 120 gün sonra mı? Gerçekten ne uygulanacak? İnşallah yeterince dersi almışızdır da işi sadece ticari savaşla götürürüz. Birileri sığınaklar da yaptı, biliyorsunuz bu süreçlerle ilgili. İnşallah o sığınakları kullanma ihtiyacı da olmaz. Ama yeni dönemin iyi okunması gereken tablolarından biri kendine yetebilme konusunda, eski döneme göre çok daha fazla ihtiyaç olacak. Kimsenin aklına gelmezdi Avrupa’nın silahlanmaya 500 milyarlık bir bütçe ayıracağı, böyle bir dünyanın olabileceği” ifadelerini kullandı.

Önceki

EBSO Başkanı Yorgancılar: 2024 yılı endüstriciler için kayıp bir yıl oldu

Sonraki

Emtia fırtınası tasa yarattı

Son gönderi Blog

Don't Miss

TCMB Başkanı Karahan, 19 Mart’ta dolar/TL’de yaşanan artışın nedenini açıkladı: 10-15 yılın birkaç katı ölçüdeydi

TCMB Başkanı Fatih Karahan, 19 Mart'taki ani dolar/TL kur artışının,

Son Dakika… Merkez Bankası Başkanı Karahan enflasyon tahminlerini açıkladı!

SON DAKİKA HABERİ... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih