Bugün: Mayıs 14, 2025
Mayıs 14, 2025
4 dk. okuma

DEİK Başkanı Nail Olpak: Yeni nizamda Türkiye ve AB stratejik ortak olabilir

Hamide HANGÜL

Ticaret savaşıyla küresel düzenin yeniden şekillen­diği ortamda Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkileri Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DE­İK) koordinasyonunda yeniden ele alındı.

Bu kapsamda DEİK, AB ülkesi büyükelçileriyle bir görüş­me gerçekleştirerek, bu görüşme­lerde vizeler, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve yeşil ve dijital ekonomiye geçiş başta olmak üze­re Türkiye ve AB ekonomik iliş­kilerinin gelecek perspektifi ele alındı. Görüşmelere ilişkin DEİK Başkanı Nail Olpak ve DEİK Av­rupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı ve Türkiye- Almanya İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yal­çındağ basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan DEİK Baş­kanı Nail Olpak, şunları söyledi: “Küresel düzen, özellikle ABD’nin yeni yönetiminin ticaret savaşla­rını canlandıran politikalarıy­la yeniden şekilleniyor.

Trump mevcut düzeni değiştiriyor, doğ­ru. Bu belirsizlikte, Türkiye ve AB birlikte konum alarak stratejik bir ortaklık kurabilir. ABD’nin hızlı karar alma mekanizmaları, Çin’in ise küresel etki alanını genişlet­mesi, Türkiye-AB iş birliğini da­ha kritik hale getiriyor. DEİK ola­rak, bu yeni düzende AB ile ilişki­lerimizin ayrışan fırsatlarını net görüyor ve ticari ilişkilerimizin bu doğrultuda dizayn edilmesi ge­rektiğini düşünüyoruz.”

“Büyük bir potansiyel var”

Avrupa’nın, en büyük tica­ri partner olduğunun altını çizen Olpak, 2024 yılında bölgeye olan toplam ihracatın 149 milyar do­lar, ithalatın ise 178 milyar dola­ra yükseldiğini, toplam dış tica­ret hacminin de 327 milyar dola­ra ulaştığını söyledi. Avrupa’nın, Türkiye’nin toplam ithalatındaki payının yüzde 52 olurken, toplam ihracattaki payının yüzde 57, top­lam dış ticaret hacmindeki payı­nın da yüzde 54 seviyesinde oldu­ğuna işaret eden Nail Olpak, “Do­layısıyla Avrupa’dan söz ederken esasında aynı zamanda en büyük ticari partnerimizi konuşuyoruz.

Son 20 yılı aşkın süredir ülkemi­ze gelen doğrudan yabancı yatı­rımların payında da Avrupalı ül­kelerin yüzde 70’e yakın güçlü bir katkısı bulunuyor. Geleneksel ih­raç sektörlerimiz olan otomobil ve tekstile ilave olarak son yıllarda elektrik-elektronik ürünleri, ma­kine ve aksamları, demir-çelik ve metal sanayi ve kimya sanayii ikili ticaretimizde öne çıkan ana sek­törlerimiz olmaya başladı. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen ilişkilerimizin gelişmesi ve derin­leşmesi için hala potansiyel oldu­ğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

“Sonuç odaklı iş birliği arzu ediyoruz”

Yeni ve zorlaşan oyunda, AB ile ticari ilişkilerin hızlıca yeni­den dizayn edilmesi gerektiğini düşündüklerinin altını çizen Ol­pak, “Türkiye’nin AB ile ekono­mik entegrasyonu ikili ticaretten karşılıklı yatırımlara, turizmden finansa kadar geniş bir yelpazede ve çok katmanlı.

İş dünyası ola­rak, bu ilişkilerin daha sürdürü­lebilir ve modern bir zemine ta­şınması gerektiği kanaatindeyiz. Gümrük Birliği’nin tır kotası ve vize sorunu gibi teknik sorunları­nın çözümünün yanı sıra; dijital­leşme, yeşil dönüşüm, kamu alım­ları, e-ticaret ve hizmetler sektö­rü gibi yeni başlıklara açılması ve anlaşmanın günümüz şartlarına daha uygun şekilde hızlıca gün­cellenmesi karşılıklı fayda sağ­layacaktır.

AB ile ekonomik iliş­kilerimizde siyasi farklılıkların önüne geçen, daha pragmatik ve sonuç odaklı bir iş birliği anlayı­şının yerleşmesini arzu ediyo­ruz. Tüm bu konuları, 30 Nisan 2025’te Ankara’da düzenlediği­miz Avrupa Birliği Ekonomik İliş­kileri Toplantısı’nda, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski, AB ülke­leri büyükelçilerimiz ve Avrupa bölgesi iş konseyi başkanlarımız­la masaya yatırdık. Toplantıda vi­zede yapıcı çözüm için güçlü me­sajlar alındı.

“Yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi”

DEİK Avrupa İş Konseyleri Ko­ordinatör Başkanı ve Türkiye- Al­manya İş Konseyi Başkanı Meh­met Ali Yalçındağ ise Türkiye-AB ilişkilerindeki ortaklığın, birlikte inşa edilebilecek cesur gelecek­ten dolayı muazzam bir potansi­yele sahip olduğunu söyledi. Yal­çındağ, şöyle devam etti: “Her anlamlı ilişkide olduğu gibi zor­luklar ve anlaşmazlıklar mevcut elbette. Ancak gerçek ilerleme, bu farklılıklara rağmen ilerlemeyi seçtiğimizde gerçekleşir. Türki­ye ve Amerika Birleşik Devletleri örneğini düşünün.

Savunma, si­yaset ve diplomaside çözülmemiş sorunlar olmasına rağmen, iki ül­ke ilerlemeyi seçti. Sonuç olarak, geçmişteki birçok gerilim önemi­ni yitirdi. AB ve Türkiye de ben­zer bir yol izlemeli. Yeni bir say­fa açmanın; güvenlik, ekonomi ve ticarette ortaklığımızı ileriye dö­nük bir vizyonla yeniden şekillen­dirmenin zamanı geldi. Çok ba­sit; Türkiye ve Avrupa birbirine ihtiyaç duyuyor. İş dünyası lider­leri olarak bizler, bu gerçeği her­kesten daha net görüyoruz. Özel sektör liderlik ettiğinde, siyasi çö­zümler de takip edecektir. Bu sa­dece siyasetle ilgili değil halkla­rımızın, çocuklarımızın ve ortak refahımızın geleceğiyle ilgilidir.”

“Türkiye tehdit değil güçlü ortak, biz Avrupa’nın dostuyuz”

Türkiye ve AB’nin, 20 trilyon dolarlık bir ekonomiyi ve 600 milyonluk bir pazarı temsil ettiğine işaret eden Yalçındağ, “Geçen yıl, 20 milyon Avrupalı Türkiye’yi ziyaret etti. Bu sadece turizm değil; güven, bağlantı ve entegrasyondur. Ancak, birçok Türk için vize almak neredeyse imkânsız hale geldi. Türkiye, Avrupa için bir tehdit değil; Türkiye, zaten Avrupa’nın bir parçası. Basit bir soru soruyorum: En güçlü ortağınız hemen yanınızda dururken, neden okyanus ötesine bakasınız, biz Avrupa’nın dostuyuz. Bu bir tarihi fırsat” diye konuştu.

Önceki

Fransa’dan Rusya’ya yeni tehdit

Sonraki

“Gelecek kuşakları önemseyen bir misyonla çalışıyoruz”

Son gönderi Blog

Don't Miss

İşinizi Elinizden Almadan Sizi İşe Sokabilir: Yapay Zekâ ile CV Hazırlayabileceğiniz 7 Ücretsiz Uygulama

CV hazırlama sürecini kolaylaştıran, ücretsiz şekilde kullanılabilen yapay zekâ destekli

PKK’nın feshi iktisada nasıl yansıyacak? Bakan Şimşek yanıtladı!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra'daki EBRD toplantısında yaptığı