Bugün: Mayıs 14, 2025
Mayıs 14, 2025
3 dk. okuma

AVRUPA’NIN ALTINDA Yatan Sir Perdesi Aralani: Kayp Kita Buyuk Adria Kehfedidi!

Yüzlerce milyon yıl boyunca Güney Avrupa topraklarının derinliklerinde gizlenen devasa bir sır perdesi nihayet aralandı. Utrecht Üniversitesi’nden bilim insanları, gerçekleştirdikleri çığır açıcı bir çalışmayla, yaklaşık 140 milyon yıl önce yer altına gömülmüş “Büyük Adria” (Greater Adria) adı verilen kayıp bir kıtanın izlerini buldu.

Gondwana Research dergisinde yayımlanan bu dikkat çekici keşif, Avrupa kıtasının jeolojik evrimine dair bildiklerimizi zenginleştiriyor ve bölgenin heybetli sıradağlarının nasıl oluştuğuna dair yeni ipuçları sunuyor.

Bir zamanlar bugünkü Grönland adası kadar büyük olduğu tahmin edilen Büyük Adria, uzun jeolojik süreçler sonucunda Güney Avrupa’nın kabuğunun altına doğru yavaşça battı. Ancak tamamen kaybolmadı; kalıntıları, günümüzde Akdeniz havzasının altındaki karmaşık jeolojik yapıyı şekillendirmeye devam ediyor. Bu bulgu, Dünya’nın yüzeyini oluşturan tektonik plakaların altında, derinlerde yaşanan süreçlere dair eşsiz bir pencere açıyor.

Büyük Adria’nın hikayesi

Bu sırlarla dolu kayıp kıtanın hikayesi, Dünya’nın bambaşka göründüğü, yaklaşık 240 milyon yıl öncesine dayanıyor. O dönemde bu kara parçası, Gondwana adı verilen devasa bir süper kıtanın kuzey sınırlarında yer alıyordu. Milyonlarca yıl içinde süper kıta parçalanmaya başladıkça, Büyük Adria da bugünkü Kuzey Afrika’nın bulunduğu ana kara parçasından ayrılarak bağımsız bir yolculuğa çıktı. Yaklaşık 200 milyon yıl önce tamamen serbest kalan bu kayıp kıta, kuzeye doğru hareket ederek günümüzdeki Güney Avrupa ve Orta Doğu coğrafyasına denk gelen geniş bir alana yayıldı.

Ancak Büyük Adria’nın macerası burada bitmedi. Kuzeye doğru ilerleyişi sırasında, daha sağlam olan Avrupa ana karasıyla çarpıştı. Bu çarpışma milyonlarca yıl sürdü ve yavaş ama istikrarlı bir şekilde Büyük Adria’nın büyük bir kısmının Avrupa’nın altına doğru batmasına neden oldu. Douwe van Hinsbergen liderliğindeki araştırma ekibi, gelişmiş modelleme yazılımları ve detaylı tektonik analizler kullanarak bu karmaşık hareketleri santim santim takip etti ve Büyük Adria’nın Dünya’nın mantosuna doğru nasıl “daldığını” inceledi.

1.500 kilometre derine kadar inebiliyor

Akdeniz bölgesi, tektonik plakaların karmaşık etkileşimleri nedeniyle jeologlar için her zaman büyük bir bilmece olmuştur. Plakaların birbirine sürtünmesi, bükülmesi ve parçalanması, bölgenin jeolojik yapısını oldukça girift hale getirir. Buna rağmen Utrecht Üniversitesi ekibi, sismik dalgaları kullanarak Büyük Adria’nın yer altındaki durumunu başarıyla haritalandırdı. Analizler, kıtanın bazı bölümlerinin mantonun çok derinlerine (1.500 kilometreye kadar) indiğini, diğer, daha dirençli kısımlarının ise yüzeye yakın kalarak Alpler, Apeninler ve Balkanlar’daki dağ sıralarının (Yunanistan ve Türkiye dahil) oluşumuna katkıda bulunduğunu gösterdi.

Bu keşif sadece kayıp bir kara parçasını bulmakla kalmıyor, aynı zamanda kıtaların tektonik süreçler sonucunda nasıl battığını ve bu batma hareketlerinin yeryüzündeki dağ sıralarını nasıl inşa ettiğini anlamamız için eşsiz bir laboratuvar sunuyor. Büyük Adria’nın kalıntıları, bilim insanlarına bu derin yer altı dinamikleri hakkında paha biçilmez veriler sağlıyor. Ayrıca, bu tür jeolojik hareketlerin daha iyi anlaşılması, Akdeniz bölgesinde sıkça yaşanan depremler ve volkanik aktiviteler gibi doğal olayların gelecekte daha doğru tahmin edilmesine yardımcı olabilir.

Büyük Adria’nın hikayesi, gezegenimizin yüzeyinin altında yatan, hayranlık uyandıran ve bazen de yıkıcı olabilen gücü bir kez daha gözler önüne seriyor.

Önceki

Tesla’nın Yüzü Gülmüyor: Yeni Model Y’ler Beklendiği Kadar Müşteri Çekemedi

Sonraki

Fransa’dan Rusya’ya yeni tehdit

Son gönderi Blog

Don't Miss

6 büyüklüğündeki Muğla sarsıntısı sonrası Prof. Dr. Süleyman Pampal’dan korkutan ihtar: Daha büyük zelzelenin habercisi

Muğla açıklarında sabah saatlerinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, büyük

SMMM. Mustafa Köksoya: TSRS, şirketlerin finansal tablolarını memleketler arası seviyede izlenebilir kılıyor

Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nın 2024 itibarıyla ülkemizde zorunlu hale gelmesi,