Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamada, dünya genelinde artan korumacılık eğilimleri, tedarik zincirlerindeki dönüşüm ve dijitalleşmenin hız kazanmasının, dış ticaret politikalarında yeni bir dönem başlattığı vurgulandı. Bu gelişmelerin, Türkiye’nin dış ticaret stratejisini yeniden yapılandırmasını zorunlu hale getirdiği belirtildi.
Açıklamada, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu, güçlü sanayi altyapısı, stratejik coğrafi konumu ve Avrupa ile entegrasyonu gibi avantajlarının altı çizilerek, bu fırsatların küresel dönüşüm sürecinde önemli bir avantaj sunduğu ifade edildi.
Kurulda şu başlıklar öne çıktı:
-Sanayide üretimi, rekabeti ve ihracatı artırmaya yönelik kısa, orta ve uzun vadeli tedbirler detaylı şekilde değerlendirildi.
-Dış ticaret politikalarına stratejik çerçeve kazandırılması için izlenecek adımlar görüşüldü.
İşgücü piyasasındaki gelişmeler ve yeni nesil çalışma modelleri ele alınarak, istihdama dönük planlamalar istişare edildi.
-Ekonomi programının temelini ekonomik istikrar ve sürdürülebilir büyümenin oluşturduğu vurgulanan açıklamada, mali disiplinden taviz verilmeden, enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği belirtildi. Ayrıca yatırım, ihracat ve istihdam odaklı politikalara güçlü bir koordinasyon içinde devam edileceği kaydedildi.
Programın reel sektör üzerindeki kısa vadeli etkilerinin özel sektör ve tüm paydaşlarla birlikte değerlendirildiği belirtilirken, bu etkileri sınırlamak amacıyla gerekli tedbirlerin alındığı bildirildi.