Uluslararası Para Fonu (IMF), büyüme tahminine ilişkin rakamları revize etti. Küresel büyüme tahminini 2024 için yüzde 3,2 ile sabir bırakan IMF, 2025 için büyüme öngörüsünü yüzde 3,3’ten yüzde 3,2’ye düşürdü. Küresel enflasyonun bu yıl yüzde 5,8, 2025’te ise yüzde 4,3 olarak gerçekleşeceğini öngördü. IMF’nin beş yıl sonrası için küresel büyüme tahmini ise 3,1 olarak not edildi.
Türkiye’nin büyüme tahminini aşağı çekti
IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Türkiye için 2024 büyüme tahminini yüzde 3,6’dan yüzde 3’e, 2025 tahminini ise yüzde 3,2’den yüzde 2,7’ye indirdi. IMF, Türkiye’nin 2029’da yüzde 3,9 büyüyeceğini öngörüyor.
IMF’in Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye, Avrupa’daki gelişmekte olan ülkeler klasmanında yer aldı. Türkiye’nin değerlendirildiği grupta büyüme tahmini 2024 için yüzde 3,2 olurken 2025 ve 2029 için sırasıyla yüzde 2,2 ve 2,5 olarak ifade edildi.
ABD’nin büyüme tahmininde ufak iyileştirme
IMF, ABD’nin 2024 yılı büyüme tahminini yüzde 2,8’e revize etti. Maliye politikasının sıkılaşması ve işgücü piyasasındaki yavaşlamanın etkisiyle ABD’de büyümenin 2025 yılında yüzde 2,2’ye gerilemesi bekleniyor.
Euro Bölgesinde büyüme yükselecek
Nisan ve temmuz tahminlerinden daha düşük gerçekleşmesi öngörülen Euro Bölgesi büyümesinin, mal ihracatındaki iyileşme sayesinde 2024’te yüzde 0,8’e çıkması bekleniyor. 2025’te ise daha güçlü iç talep ile büyümenin yüzde 1,2’ye yükselmesi öngörülüyor.
Avrupa genelinde büyümenin 2024 yılında yüzde 3,2’de sabit kalacağı, 2025 yılında ise yüzde 2,2’ye düşeceği tahmin ediliyor.
Çin’in büyüme tahmini düştü
IMF, Çin için 2024 büyüme tahminini yüzde 5’ten yüzde 4,8’e düşürdü. 2025 ve 2029 yıllarına ilişkin tahminlerini ise sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 3,3 olarak korudu. Raporda gayrimenkul sektöründe beklenen daralmaya işaret edildi.
Enflasyonun düşme sürecinde yaşanabilecek yeni aksaklıklar, sürekli jeopolitik gerginliklerin ortasında emtia fiyatlarında yeni artışların tetiklenmesi durumunda, merkez bankalarının para politikasını gevşetmelerini engelleyebilir ve bu durum, maliye politikası ve finansal istikrar için ciddi zorluklar yaratabilir.