Bazı konularda haksız olduğumuzu bile bile haklılığımızda neden bu kadar ısrarcı olduğumuzu hiç düşündünüz mü?
Gelin, bu sorunun cevabını verelim.
Yeni bir araştırmaya göre bu davranışların arkasında, kişinin bir karar almak için elinde tüm bilgilerin bulunduğuna dair gizli bir önyargıya sahip olması yatıyor.
Araştırmacılar, bu konuyu derinlemesine incelemek için ABD’den 1261 kişiyle internet üzerinden bir deney yürüttü. Ayrıca 3 gruba ayrılan katılımcılara, iki okulun birleşmesiyle ilgili argümanlar verildi.
Bir grup birleşme, diğer grup ayrı kalmaya yönelik argümanları okurken kontrol grubundakilere iki tarafın da savları sunuldu. Katılımcıların hiçbirine kendilerine eksik bilgi verildiği söylenmedi.
Beklendiği gibi ilk 2 gruptakiler, kendilerine verilen tarafın görüşünü savundu.
Diğer yandan katılımcıların ihtiyaç duydukları tüm bilgilere sahip olduklarını ifade etmesi ve kendilerini karar verebilecek konumda görmesi daha ilginç bir bulguydu. Hatta ilk 2 gruptaki katılımcılar, haklı olduklarına kontrol grubundakilerden çok daha emindi.
Ayrıca bu gruptakilerin, başkalarının da kendileri gibi tercih yapacağını düşündüğü kaydedildi.
Aslında çoğu kişi, teoride her şeyi bilmediğinin farkında olsa da düşünce ve yargılarını desteklemek adına elinde tüm bilgiler varmış gibi davranıyor.
Aynı zamanda “bilgi yeterliliği yanılsaması” ismi verilen bu paradoks, günlük hayatta yaşanan pek çok çatışma ve yanlış anlamanın da sebebi olabilir.
Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Angus Fletcher’a göre bilgi yeterliliği yanılsamasıyla mücadele etmenin yolu ise biriyle hemfikir olmadığınızda, ilk olarak “Acaba onun bakış açısını görüp onu daha iyi anlamamı sağlayacak bir şey kaçırıyor muyum?” şeklinde düşünmek olmalı.