Bugün: Mart 17, 2025
Mart 17, 2025
7 dk. okuma

60 kiloluk güreşçi 90 kiloluk rakiple güreş tutamaz

Recep ERÇİN

Türk reel sektörü çatı kuruluşlarının temsilcileri sahur programında rekabetçiliği konuştu.

“Küresel Ölçekte Rekabetçiliği Nasıl Sağlarız?” başlığıyla düzenlenen açık oturumda konuşan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, küreselde gelişmelerin sürekli değiştiği bir döneme işaret etti. Bu ortamda mutlaka üretmek, kendi kendine yeten bir ülke olmak ve bunu sürdürülebilir kılmak gerektiğini dile getiren Varank, Baykar örneğinden hareketle dünyada kendi arzını yaratan alanlara yatırım yaparak, ürünler geliştirerek marka olunabileceğini ifade etti. Suriye, Afrika ve bitmesi beklenen Ukrayna savaşı sonrası Türkiye’yi bekleyen fırsatlara dikkat çeken Varank, “Yenilenebilir enerji yatırımlarında süper izin, dijital alanda özellikle e-ticaret tarafında firmaları destekleyecek türden düzenlemeler ve dezenflasyon programının başarılı çıktıları” gibi üç konuda da müjdeler verdi. Varank ayrıca, Afrika, Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerden Türkiye’ye gelmek isteyen iş insanlarının karşılaştığı vize zorluklarının aşılması için de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile iş dünyası arasında bir koordinasyon sağlanabileceğini kaydetti.

BYD yatırımı ne anlama geliyor?

Ramazan ayının geleneksel sahur programındaki açık oturumu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Başkanı Vahap Munyar yönetti. Oturumda önceki dönem Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, Varank’a bakanlığı döneminde başlatılan Togg varken neden Çinli BYD’ye imtiyazlı yatırım imkanı tanındığını sordu. Bu noktada Volkswagen’in Manisa’da planladığı fakat siyasi nedenlerle (Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör operasyonları) vazgeçtiği yatırım hamlesini hatırlatan Varank, Çin’in otomotiv sektöründe elektrifikasyon sürecindeki üstünlüğüne değinerek, “Togg mutlaka desteklenecektir” dedi. Bulgaristan veya Polonya gibi Avrupa ülkelerinde yatırım yapma imkanı varken Türkiye’yi tercih eden BYD’nin, Avrupa’ya ihracat yapmak amacıyla kuracağı tesisin Türk tedarik sanayisini teknoloji transferi ile destekleyecek ve dönüştürecek nitelikle olduğuna dikkat çeken Varank, Togg için çalıştıklarını ama bir marka için de bu endüstriye yeni girişleri kapatmanın doğru olmadığını vurguladı.

“İthalat çok cazip hale geldi”

İstanbul Ticaret Odası (İT0) Başkanı Şekib Avdagiç, kur ve enflasyon makası yüzünden kendi faaliyet gösterdiği sektör olan otomotiv tedarik sanayisindeki yeni iş sözleşmelerini Avrupalılar’a kaptırdıklarını söyledi. “Son bir yılda kur yüzde 14, enflasyon yüzde 39-45. Arada 25-30 fark var. Bu kadar büyük bir makası yönetmek verimlilikle açıklanamaz” diyen Avdagiç, “Belli bir payı yönetmeye razıyız ama bu kadarı fazla. İthalat çok cazip hale geldi. Gençler yakın ülkelerdeki markaların yer aldığı outletlere gidip alışveriş yapıp dönüyorlar. Taxfree artışları bunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. Halihazırda özellikle otomotivde ihracatın artıyor olmasının yanıltıcı olduğuna dikkat çeken Avdagiç, önceki yıllarda yapılan sözleşmeler uyarınca terminlerin yapıldığını, fiyat rekabeti yüzünden yeni sözleşmeler yapılmadıkça önümüzdeki dönemde bunun ihracata düşüş olarak yansıyacağını not etti. Verimlilikten söz edince kamu kurumlarının da verimli çalışmasını isteyen Avdagiç, TSE’deki süreçlerin, vergi iade ve denetimlerinin uzamasının ve özel sektörün yönettiği OSB’lerdeki süreçlerin bile verimsizliğe neden olduğunu dile getirdi. Avdagiç, Türkiye’nin bazı ülkelere Şengen benzeri vize zorlukları çıkardığına dikkat çekerek, ülkeye gelecek iş insanlarına kolaylık gösterilmesi gerektiğini ifade etti.

“Kurun da faizin de nedeni enflasyon”

Sahur programındaki konuşmasında “Bize pahalı bedeller ödetecek ucuz hatalar yapmamalıyız” mesajı veren İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ise, “Son dört yılda dünya ile rekabetten kopmamızın tek nedeni enflasyon. Kurun da faizin de nedeni enflasyon. Hepimiz çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Bağıra bağıra gelen bir süreçte yeteri kadar uyarıcı olamadık. Ağır hastalığın tedavisi de ağır oluyor. Kendi hatalarımızdan dolayı enflasyon bugünkü seviyelere geldi. Pahalı bir ders oldu” ifadelerini kullandı. “Kur ve bilançolar iyi olsa hukuk ve iş gücü problemleri çözülecek mi?” sorusunu gündeme getiren Bahçıvan, bu konuda da şu mesajları verdi: “Türkiye’de en kısa dava süreci 2 yıl, istinafa giderse 4 yıl. Birleşik Arap Emirlikleri’nde bir dava sürecimiz 4 ayda bitti. Kalifiye işçi bulamazken EYT’ye evet diyen herkesten bu ülkenin bir alacağı var. KDV alacakları artık bir üretim ve sanayi vergisine dönüştü. Hiçbir ülkede böyle bir uygulama yok. Şimdi de deniyor ki; beş yıl sonunda iade alamazsanız zarar yazabilirsiniz. Bu alacaklarınızı ödemeyeceğim demektir.”

“Umutla bakıyorum”

Oturumda söz alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı ve İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, TOBB bünyesindeki meclislerde sorunları masaya yatırıp çözüm aradıklarını belirterek, “Umutla bakıyorum” mesajı verdi. Oturumda ben de Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı olarak rekabetçilik konusunda şu yorumları yaptım: “Rekabetçilik deyince kamunun, özel sektörün hammadde ihtiyacını karşılayacak, ölçekli yatırımlara öncelik etmesi gerek. Çin’de bunun örneğini görüyoruz. ABD tarafında da, iktisatçı Mariana Mazzucato’nun Girişimci Devlet kitabını okuduğumuzda ABD’nin savunma sanayi yatırımlarının teknoloji şirketlerinin ürünlerine taban oluşturan teknolojilerin geliştirilmesinde öncülük ettiği gözleniyor. Bir diğer husus ülkemizdeki Milli Teknoloji Hamlesi. Geleneksel birçok sektörde üretim ve istihdam azalırken yüksek teknoloji tarafındaki atılım üretim verilerinde dalgalanmaya yol açarak manşet verilerde anomali yaratıyor. Bu bakımdan sanayi üretimi ve kayıtlı istihdam verileri kısa dönemli değil orta ve uzun dönemli izlenerek verimlilik yorumu yapılmalı.”

İhracatçı başkanlar işçi maliyeti ve kurdan yakındı

İş dünyası temsilcilerinin sahur programında verdiği mesajların özeti şöyle oldu:

*Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe: Sıkıntı yaşayan sanayici ağırlıkla ihracata çalışanlar. Enflasyonun yarıdan fazlası fırsatçılıktan kaynaklanıyor. Kur-faiz-enflasyon bunların dengeli gitmesi lazım. Verimlilikten düz yolda giderken söz edebiliriz. Yoldan aşağı düştük. 1400 dolara çıkan işçilik maliyetleri rekabet imkanı sunmuyor. Emek yoğun sektörlerde daha fazla sorun yaşanıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sıkıntılarımızı anlattık. Şuna ikna olduk: en azından sıkıntılarımız anlaşıldı. Umutlu ve mutlu olmak istiyoruz. Öncelik üretmekten, sanayileşmekten geçiyor, tüketimden değil.

*İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu: Paslanmaz çelikte hammadde ithalatına yüzde 12 vergi ve anti-damping soruşturması bu sektörde üretim yapan 5 bin firmanın kapanması ve 1 milyon kişinin işsiz kalmasına neden olur. Ülkemizde üretilmeyen hammaddeye yüksek vergiler rekabeti olumsuz etkiliyor. Kur politikası bizi mahvediyor. Yüksek faiz içimizden geçti. Yüzde 50 faizi hangi işi yapıp ödeyeceğiz? Zararına ihracat yapıyoruz. Fazla gücümüz kalmadı. Allah hepimize yardımcı olsun.

*İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz: Rekabeti bir güreşe benzetirsek, rakiplerle aynı şartlarda olmalıyız. 90 kilo bir rakiple, 60 kilo biri güreş tutamaz. Artan işçilik giderleri yüzünden hızla pahalandık. Bu maliyetlerle ihracat yaparsan kazanamazsın. 2025 de sanayi açısından zor geçecek. Son dönemde dövizdeki toparlanma ve faizlerdeki düşüş ise bizi motive ediyor.

*İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı: İşçi maliyetleri ve kur-enflasyon makası yüzünden fiyatlarımız birçok Avrupa ülkesi ile ya başa baş ya da daha yüksek seviyeye geldi. Rekabet etmekte zorlanıyoruz. Kendi firmamız özelinde son birkaç yıla kadar yüzde 90 ihracat yüzde 10 iç pazar iken yüzde 40 ihracat yüzde 60 iç pazara döndük.

*Önceki dönem Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle: Enflasyonu yüzde 50’lerden yüzde 24’lere düşürmek için üretim yavaşlatılacak. Hak etmediğimiz bir yüksek enflasyonun içinden geçiyoruz. Türkiye artık 500-600 dolarlık işçi maliyetlerinin olduğu bir ülke değil. Ama bununla üretim yapmak da zorlaşıyor. Fiyat rekabetinin olduğu yerde değer de üretmeyince kırılganlık oluşuyor. İhracatçı başkanlar işçi maliyeti ve kurdan yakındı

“Fiyat odaklı değil yenilik odaklı olmalıyız”

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, “Rekabetçilik dediğimizde bunu sadece fiyat odaklı değil, kalite, inovasyon ve sürdürülebilirlik ekseninde değerlendirmemiz gerekiyor” dedi. PAGEV Başkan Yardımcısı Burak Önder de, Türkiye’nin küresel rekabetçiliği sağlaması gerektiğini ancak bunun sadece kur veya faiz gibi tekil enstrümanlarla yapılamayacağını ifade ederek, “Bizim bu olaya bir ekosistem olarak bakmamız gerekiyor” diye konuştu. EVSİD Başkan Vekili Oğuzhan Durmuş ise “Rekabet deyince ucuz fiyatla mal satmayı anlıyoruz” mesajı verdi.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki

İmamoğlu: Silahlar susmalı, çatışma bitmeli

Sonraki

Can Hastanesi ‘yerinde sıhhat hizmeti’nde büyümeye odaklandı

Son gönderi Blog

Don't Miss

MİLGEM, dümeni Tayland’a kırdı

Milli Gemi projesine imza atan ASFAT, rotasını Güneydoğu Asya ülkesi

Bahçeli’den DEM Parti’ye övgü: Terörsüz Türkiye çabasına dayanakları takdire şayan

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "CHP Genel Başkanı ve çıkarcı