Toplam 15 üyeden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi tarafını TÜRK-İŞ Konfederasyonu, işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) beşer üye ile temsil ediyor. Komisyonun geri kalan beş üyesi ise hükümet temsilcilerinden oluşuyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının demokratik olmadığını, Komisyonun yapısının daha katılımcı ve dengeli bir şekilde yeniden belirlenmesi gerektiğini savunan Arslan, asgari ücret rakamının genellikle hükümet ile işverenin uzlaşısıyla ortaya çıktığını söyledi.
Almanya’da asgari ücretin belirlenmesi süreciyle ilgi örnekler veren Arslan, “Türkiye’de asgari ücretle çalışanların tamamı özel sektörde ama asgari ücreti belirleyen komisyonda en belirleyici kamu. Dolayısıyla kamunun asgari ücret tespitinden uzaklaşması gerekiyor. Cezaları, engelli maaşını ve diğer birçok kalemi asgari ücrete bağlayıp, bu sorunu çözemeyiz. Asgari ücret müstakil olarak tartışılmalı. Bunu da bizim çoğulcu bir yapıyla gerçekleştirmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
“Bugünkü yapı devam ettiği müddetçe biz asla orada yer almayacağız”
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ın TÜRK-İŞ’in Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda bir daha yer almayacağı yönündeki sözlerini anımsatan Arslan, şu ifadeleri kullandı:
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bugünkü yapısı devam ettiği müddetçe biz asla orada yer almayacağız. Çünkü o zaman iddialarımızla çelişiriz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda kimin olduğundan ziyade, komisyonun yapısına itirazımız var. Orada, onların yerine bizim olmamız çok bir şey değiştirmez. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının tümden değişmesi gerekiyor. Buradan hükümete da çağrı yapıyorum; hükümetin işveren ile asgari ücreti belirlemesi Türkiye’nin endüstri ilişkiler sistemine yakışmaz.”