Çoğumuz, aynı dertten muzdaribiz. Anlayıp konuşamamak… Sahiden, nasıl oluyor da biri yabancı dilde bir şeyler söylerken kelimesi kelimesine anlamamıza rağmen biz konuşmaya başlayınca bir anda beynimizden her şey silinip gidiyor?
Sebebi sadece öz güvensizlik mi? Yoksa başka şeylerden de kaynaklanıyor mu? İşte içinizi bir nebze rahatlatacak cevaplar…
Hepimizin tahmin ettiği, temel sebeplerden başlayalım.
Aslında bu problemin temel kaynağı, “girdi-çıktı dengesizliğinden” kaynaklanıyor. Yani dinlemeye daha çok maruz kalıyoruz. Yabancı diziler izliyoruz, okulda hocalarımızın konuşmalarını dinliyoruz, yabancı dilde bir şeyler okuyoruz… Ancak çoğumuz yeterli konuşma pratiği yapmıyoruz.
Bu nedenle sözcükleri ve gramer yapısını hızlı bir şekilde üretime geçiremiyoruz. Sonucunda öz güven düşüklüğü de ortaya çıkıyor ve bir sarmala giriyor. Beyin ve dil kasları arasındaki bağlantı yeterli seviyede gelişmiyor.
Konuşma, sadece bilgiyi bilmek üzerinden gerçekleşmiyor. Bilgiyi hızlı bir şekilde üretime geçirmek gerekiyor. Bir yapboz gibi düşünebiliriz. Anlamak, beynin bilgiyi parçalarına ayırıp incelemesiyle gerçekleşiyor fakat konuşmak, parçaları kurallara uygun biçimde birleştirerek yeni bir yapı ortaya çıkarmayı gerektiriyor. İşte pratik olmadıkça bu yetiden yoksun kalıyoruz.
“Anlıyorum ama konuşamıyorum.” durumu, doğadaki difüzyon ve enerji transferine benzetilebilir.
Beynimiz, anlamlandırabildiği sözcükleri bir noktadan ötekine taşıyor ve bağlam içinde eksik olanları tahmin etmeye çalışıyor. Analitik bir yöntem olarak parçalıyoruz, parçaları gözden geçiriyoruz ve yorumluyoruz. Bir nevi eleme ve taşıma yapıyoruz. Kavrananları taşıyarak bir fonksiyon yaratıyoruz.
Analiz bağ, enerjisini serbest bırakıyor ve bu enerjiyi yoğunlaştırarak anlamını bilmediğimiz sözcüklerin yerini doldurabiliyoruz. Böylece anlamak her zaman daha kolay ve daha az enerji isteyen bir süreç oluyor.
Konuşurken ise tüm sözcükleri, dil bilgisi kurallarını bilmemiz gerek. Bağ enerjimiz yok. Anlamada aktivasyon enerjisi tepkimeye yeterliyken konuşmada hem aktivasyon hem çıktı sürecini yönetmemiz gerek. Özetle yıkmak, yapmaktan daha kolay.
İlginizi çekebilir: