ABD Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Marco Rubio‘nun El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele ile San Salvador’da gerçekleştirdiği görüşme hakkında bir açıklama yaptı. Görüşmede yasa dışı göçün önemli bir gündem maddesi olduğu belirtilirken çeşitli anlaşmaların sağlandığı bildirildi.
MS-13 ve Tren de Aragua çeteleriyle mücadele
Açıklamada, Bukele’nin ABD’deki El Salvadorlu MS-13 çetesi mensuplarını geri almayı kabul ettiği ifade edildi. Ayrıca Bukele’nin, Venezuelalı Tren de Aragua çetesi de dahil olmak üzere “uyruğu fark etmeksizin suçlu yasa dışı göçmenleri hapsetme” teklifinde bulunduğu aktarıldı.
Bukele’nin, “ABD vatandaşları da dahil olmak üzere tehlikeli Amerikalı suçluları kendi hapishanelerinde barındırma” önerisinin de görüşmede gündeme geldiği kaydedildi.
“Eşi benzeri görülmemiş bir anlaşma”
CNN’in haberine göre, görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Rubio, varılan anlaşmayı “eşi benzeri görülmemiş ve olağanüstü bir göç anlaşması” olarak nitelendirdi. Görüşme sırasında ABD ve El Salvador arasında sivil nükleer işbirliği mutabakat zaptının da imzalandığı açıklandı.
“Sempatimizi gizlemiyoruz”
Bukele ise görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu, tarihsel olarak daha önce benzeri görülmemiş, sadece Amerika Birleşik Devletleri ile El Salvador arasındaki ilişkilerde değil, sanırım tüm Latin Amerika için de çok daha büyük bir anlaşma. (Donald Trump) Sempatimizi gizlemiyoruz” ifadelerini kullandı.
ABD yardımlarının durdurulmasına destek
Bukele, ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilen dış yardımların kesilmesini doğru bir adım olarak değerlendirirken “Her ne kadar kalkınma, demokrasi ve insan haklarına destek olarak pazarlansa da bu fonların çoğu muhalif gruplara, siyasi gündemleri olan sivil toplum kuruluşlarına ve istikrarı bozan hareketlere aktarılıyor” açıklamasında bulundu.
Bukele, “En iyi ihtimalle paranın belki yüzde 10’u ihtiyacı olan insanlara ve gerçek projelere gidiyor, geri kalanı muhalefeti körüklemek, protestoları finanse etmek ve küreselci gündemle uyumlu olmayan yönetimleri baltalamak için kullanılıyor. Bu sözde yardımın kesilmesi sadece ABD için değil, aynı zamanda dünyanın geri kalanı için de büyük bir zaferdir” ifadelerini kullandı.