Binlerce yıldır filozoflar, bilginler ve bilim insanları tarafından aranan cevap, yakında bulunabilir. Araştırmacılar, yeni bir çalışma ile mutluluğun gerçek sırrını keşfetmeye çok yakın olduklarını düşünüyor.
70’ten fazla ülkeden 1.000’den fazla bilim insanı, şimdiye kadar yapılmış en büyük mutluluk araştırmasına öncülük etmek için bir araya geldi. “Küresel Mutluluk Mega Çalışması”na dünyanın dört bir yanından en az 30 bin katılımcı alınacak.
Her katılımcıya, kısa yoga rutinlerinden yakınlarını aramaya zaman ayırmaya kadar uzanan kısa, günlük bir “mutluluk müdahalesi” atanacak. Araştırmacılar, farklı geçmişlere ve milletlere sahip denekleri seçerek, insanları gerçekten mutlu eden şeyin sırrını ortaya çıkarabilecek bazı evrensel eğilimler bulmayı umuyorlar.
Çalışmayı yürüten British Columbia Üniversitesi’nden psikolog Profesör Elizabeth Dunn, “Amacımız, bunun mutluluk üzerine şimdiye kadar yapılmış en büyük, en kapsamlı ve en çeşitli deney olması” diyor ve devam ediyor: “Evrensel olarak etkili olan veya en azından belirli yerlerde etkili olan şeyleri bulursak ve bunların hangi tür yerler olduğunu veya hangi tür insanların bundan faydalandığını belirlersek, bu mutluluk bilimi açısından büyük bir sıçrama olacaktır.”
Son bir yılda 1.000’den fazla bilim insanı, çalışmada nelerin ele alınması gerektiğine dair önerilerini sundu. Bu fikirler, yedi farklı kategoriye ayrılan 24 müdahaleye kadar daraltıldı.
Her katılımcı, hayatlarına daha önce olduğu gibi devam edecek bir kontrol grubuna veya bu müdahalelerden birini alan bir gruba atanacak. Bu müdahaleler günde en fazla 25 dakika sürecek, özel bir ekipman gerektirmeyecek ve tamamen ev içinde tamamlanacak şekilde tasarlandı. Bunların arasında yoga veya yüksek yoğunluklu aralıklı antrenman gibi günlük egzersizler ve sevilen birini arama veya bir yapay zeka sohbet robotuyla konuşma gibi sosyal değişiklikler yer alıyor.
Araştırmacılar, katılımcıların her birinin bu değişiklikleri yaparken kendi bildirdikleri mutluluk değerlendirmelerini kaydederek, birinin mutluluğunda gerçekten neyin fark yarattığını görmeyi umuyorlar. Ancak bu çalışmayı önceki araştırmalardan farklı kılan en önemli özelliğinin, örneklem büyüklüğünün ölçeği ve çeşitliliği olduğu belirtiliyor.
Araştırmacılar, daha önce yapılan benzeri çalışmaların genellikle Batılı, eğitimli, sanayileşmiş, zengin ve demokratik ülkelere odaklandığını belirtiyorlar. Ancak farklı durumlardaki insanları mutlu eden şeylerin farklı olacağı rahatlıkla söylenebileceğinden dolayı, bu sefer gerçekleştirilecek bu geniş ölçekli araştırma, çok daha büyük bir bakış açısı sunacak.
Araştırmacılar, kapsamlarını mümkün olduğunca çok farklı geçmişe sahip insanları kapsayacak şekilde genişleterek, kişinin nerede yaşadığından bağımsız olarak geçerli olan eğilimleri tespit etmeyi umuyorlar.