Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin geçen yıl ihracatını değer bazında en fazla artırdığı ülke ABD oldu. Türkiye’nin geçen yıl bu ülkeye ihracatı önceki yıla göre 1 milyar 256 milyon dolar arttı.
İhracat artışında ABD’yi, 1 milyar 254 milyon dolarla Birleşik Krallık, 997,9 milyon dolarla Romanya, 958,8 milyon dolarla Irak, 879,2 milyon dolarla İtalya takip etti. Geçen yıl ABD’ye 13,4 milyar dolarlık, Birleşik Krallık’a 12,7 milyar dolarlık, İtalya’ya yaklaşık 12 milyar dolarlık, Irak’a 10,7 milyar dolarlık, Romanya’ya 7,5 milyar dolarlık dış satım yapıldı.
En fazla ihracat Almanya’ya
Söz konusu dönemde, Türkiye’nin en fazla dış satım yaptığı ülkeler Almanya, ABD, Birleşik Krallık, İtalya ve Irak oldu. Geçen yıl Almanya’ya 18,1 milyar dolarlık ihracat yapılmıştı.
Kimyevi maddeler ve mamulleri 2024’te 1,5 milyar dolarla ABD’ye en fazla ihracat gerçekleştiren sektör oldu. Bu sektörü, 1,2 milyar dolarla otomotiv endüstrisi, 856 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 784,3 milyon dolarla halı, 774,1 milyon dolarla elektrik ve elektronik sektörleri izledi.
Sektörlerin ABD’ye ihracat artışında da kimyevi maddeler ve mamulleri zirvede yer aldı.
Kimyevi maddeler ve mamulleri sektörünün ABD’ye ihracatı geçen yıl 370,5 milyon dolar arttı. İhracat artışında bu sektörü, 264,8 milyon dolarla elektrik ve elektronik, 192,3 milyon dolarla otomotiv endüstrisi, 83,6 milyon dolarla meyve sebze mamulleri, 73,3 milyon dolarla çelik sektörleri izledi. ABD’ye geçen yıl meyve sebze mamulleri 429,4 milyon dolarlık, çelik sektörü 627,8 milyon dolarlık dış satım gerçekleştirdi.
En fazla ihracat İstanbul’dan
İl bazında bakıldığında 2024’te ABD’ye en fazla ihracatı 4,7 milyar dolarla İstanbullu şirketler gerçekleştirdi. Ülkeye, Ankara’dan 1,4 milyar dolarlık, İzmir’den 1,2 milyar dolarlık, Kocaeli’nden 1,1 milyar dolarlık, Gaziantep’ten 1 milyar dolarlık dış satım yapıldı.
‘Pazarı çeşitlendirme stratejisinde başarılı’
Türk-Amerikan İşadamları Derneği (TABA-AmCham) Genel Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, ABD ile ticaretteki artışın, Türkiye’nin pazar çeşitlendirme stratejisindeki başarısının bir parçası olduğunu dile getirdi.
Sanlı, ihracatta ABD’nin öne çıkmasının, lojistik avantajlarının etkin kullanımı ve katma değeri yüksek ürünlere odaklanılması sayesinde mümkün olduğunu belirterek, “Gelecek dönemde bu artışın sürmesi, ticaret anlaşmaları, dijitalleşme ve lojistik altyapısının geliştirilmesiyle mümkün olacaktır. ABD’nin Türkiye için büyük bir pazar olması, özellikle inovatif ve sürdürülebilir ürünlerin bu pazarda daha fazla yer bulmasını sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
İhracatta lider konumda olan kimyevi maddeler ve mamulleri sektörünün ihracatını değerlendiren Sanlı, “Sektördeki artışın temel nedenleri arasında, petrokimya ürünlerine olan global talebin artışı, Türkiye’nin üretim kapasitesinin büyümesi ve ihracat yapılan pazarların çeşitlendirilmesi yer alıyor. İlaç ve kozmetik gibi katma değerli ürünlerin ihracatındaki artış da sektörü destekledi.” dedi.
Sanlı, milli projelere olan talep ve gelişmekte olan ülkelerle artan işbirliğinin savunma ve havacılık sanayisi, Türkiye’nin çevreci enerji teknolojilerinde artan üretim kapasitesinin ise yenilenebilir enerji teknolojileri sektörünü destekleyeceğini kaydederek, elektrik ve elektronik, mobilya, kağıt ve orman ürünleri, hizmet ihracatı ile hububat, bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatının artacağı öngörüsünde bulundu.
Risk de artıyor
ABD’de Donald Trump yönetiminin korumacı politikalarının, özellikle çelik ve alüminyum gibi sektörlerde Türkiye’nin rekabet gücünü zayıflatabileceğini ve artan tarifelerin maliyetleri yükselterek ABD pazarına erişimi zorlaştırma riski taşıdığını vurgulayan Sanlı, tarife boşluklarını dolduracak yenilikçi ürünlere ve fiyat avantajlarına odaklanmanın büyük önem taşıdığını söyledi.