Suriye yıllar boyu süren iç savaşla birlikte harabeye dönerken, geçtiğimiz haftalarda Şam’ı muhaliflere kaptıran Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesi ile Baas dönemi kapandı. Ancak yönetim değişse de, Esad rejiminin politikaları ve o politikalardan doğan yaptırımların etkisini yıkmak kolay görünmüyor. Enflasyonun kontrolden çıktığı, paranın değerinin hızla düştüğü ve işsizliğin tavan yaptığı ülkede temel ihtiyaçlara erişim, büyük ölçüde sınırlı. Tıbbi malzeme ve gıda temini gibi konularda da ciddi sorunlar yaşanıyor.
ABD’nin yaptırımları
Ülke, 1979’dan bu yana ABD’nin terörse destek veren devletler listesinden yer alırken pek çok ticari faaliyet yasaklandı. İç savaşın patlak vermesiyle yaptırımlar artarken, Amerikan şirketlerinin Suriye ile iş yapması engellendi.
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, ilk başkanlık döneminde “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası” ile yaptırımları daha da genişletti. Bu yaptırımlarla, Esad rejimine daha fazla yüklenilmesi ve dünya sisteminden dışlanması amaçlandı. Esad rejiminin finansman kabiliyetini engellemek amacıyla hükümete uygulanan yaptırımların hedefinde Suriye Merkez Bankası da yer aldı.
AB’nin yaptırımları
AB, Suriye’de şiddetin tırmanması ve insan hakları ihlallerinin ardından 2011’de Suriye’deki hükümet ve destekçileriyle tüm işbirliklerini askıya aldı ve yaptırımlara başladı.
Önce silah ambargosu, sonra petrol ve petrol ürünlerine ithalat yasağı geldi. Suriye Merkez Bankasının AB’deki varlıkları da donduruldu. Bu yaptırımların devamında ülkeye yönelik tekonoljik ekipman ve kıymetli metallerin satışı da yasaklandı.
Baas rejimi üzerinde baskı oluşturmayı ve ülkede değişiklik sağlamayı amaçlayan bu yaptırımların uzatılması kararı, en son 28 Mayıs 2024’te alınmıştı. Her yıl yenilenen yaptırımlar yeni karar alınmazsa 1 Haziran 2025’te sona erecek.
Suriye’ye yaptırımlar kalkacak mı?
Şimdi ise AB’de rejimi hedef alan yaptırımların kaldırılıp kaldırılmayacağı tartışılıyor.
Henüz net bir tutum belirleyemeyen AB ülkeleri ise Şam’daki yeni yönetimden ülkedeki İran ve Rusya nüfuzunu sona erdirmesini bekliyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de bu hafta Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada, Suriye’de yeni liderliğin attığı ilk adımlardan bazılarını cesaret verici olarak nitelendirmişti.
Von der Leyen, kapsayıcı bir hükümetin kurulması, azınlıkların korunması, terör örgütü DEAŞ’la mücadelenin devam etmesi gibi konuların gelecek süreçte önemli olacağını belirterek, “Desteği sürdüreceğiz ancak bunu erken iyileşme ve yeniden yapılanmaya yönelik yeni bir odaklanmayla yapacağız. Elektrik, su, temel altyapı ve daha fazlasından bahsediyoruz ancak bunun için adım adım bir yaklaşım izlenmesi gerekecek. Şam’daki yeni liderlik, eylemlerinin sözleriyle uyuştuğunu kanıtlamalı. Bu bağlamda, yeniden yapılanmayı kolaylaştırmak için sektörel yaptırımlarımızı da yeniden gözden geçirmeliyiz.” ifadelerini kullanmıştı.
Yaptırımlar kaldırıldığında ise Suriye’de toparlanmanın hızlanacağı düşünülüyor.
Ayrıca, kısıtlayıcı tedbirlerin kaldırılması, insani yardımların daha kolay ulaştırılmasını sağlamakla birlikte, sivil halkın yaşam koşullarının iyileşmesine ve geri dönüşlerin hızlanmasına da katkı sunacağı belirtiliyor.