Karıncalar, bizim gözümüzde minicik oldukları için pek üstlerine düşünmesek de kendi dünyalarında bambaşka şeyler yaşıyorlar ve eşsiz özelliklere sahipler.
Mesela kimi türleri suda 2 hafta boyunca hayatta kalabildiğini biliyor muydunuz? Bunun gibi, benzersiz anatomileri sayesinde yapabildikleri çok şey var. Bugünkü konumuz ise ne kadar yüksekten düşerlerse düşsünler nasıl hayatta kalabildikleri.
Doğanın kanunlarından faydalanıyorlar.
10 mg’dan bile az ağırlığa sahip olan karıncalar, minicik ve hafif olduklarından düşerken o kadar hızlanamıyor, terminal hızları (düşüş esnasında ulaşılabilecek en fazla hız) çok az kalıyor. Yer çekimi, bizde işlediği gibi işlemiyor yani.
Ayrıca yüzey alanı-kütle oranı düşük olduğundan düşerken hava direnci devreye giriyor ve karıncayı yavaşlatıyor. Düşüşler, ağır bir cisme kıyasla ne sert oluyor ne hızlı.
Ürettikleri kinetik enerji ise kütleleri çok küçük olduğundan ölümcül sonuçlara yol açmıyor.
Anatomilerinin önemi var.
Karıncaların dış iskeleti hem sert hem de esnek bir yapıda. Bu eşsiz yapıları sayesinde düşerken darbe emiliyor, bir nevi zırh gibi düşünebilirsiniz.
Bunun yanı sıra iniş esnasında bacaklarını kullanarak darbenin etkisini azaltabiliyor ya da yüzeylere tutunabiliyorlar.
İşte tüm bu sebeplerden, ister bir uçaktan düşsünler ister bir gökdelenden; başarılı bir şekilde hayatta kalabiliyorlar…
Hayvanlar âlemine dair daha fazla içerik: